Gebze Mutlu Son

Gebze Mutlu Son Kontes, Rohan Kardinali Louis René Édouard’a kraliçenin ondan çok beğenmiş olduğu kıymetli bir kolyeyi bulmasını istediğini söylemiş oldu, fakat kraliçe müsrifliğinin açığa çıkmasından endişelendiği için kardinal kolyeyi gizlice bulmalıydı. Kardinalle kraliçe arasındaki ilişki eskisine nazaran zayıftı ve kardinalin kraliçenin hüsnüniyetini tekrar kazanmak için kolyeyi bulmasını kendisinden rica edenin sahiden Marie Antoinette olup olmadığını bilmeye ihtiyacı vardı. La Mottes bir sahtekarın yardımıyla güya kraliçeden kardinale gönderilmiş bir takım düzmece mektup ve ek olarak güya Marie Antoinette’in imzasının bulunmuş olduğu bir sözleşme hazırladı. Peşinden bununla da yetinmeyip, kardinal için kraliçe ile sarayın bahçesinde gizli bir gece buluşması ayarladı.

Ne var ki kardinalin buluşacağı kişi Marie Antoinette değil, kraliçeye benzeyen bir fahişe olacaktı. Plan işe yaradı ve kardinal kolyeyi kraliçe hesabına alıp kontese teslim etti. Kontes de değerli taşları derhal Avrupa’nın değişik yerlerinde sattı. Kolyeyi satan kuyumcu Marie Antoinette’ten ödeme talep edince tezgah ortaya çıktı. Kraliçenin devletin parasını gizlice pahalı takılara harcadığı yönünde söylentiler yayıldı. XVI. Louis karısının ismini aklamak için bir mahkeme kurulmasını talep etti, ama bu girişim kadının sanını daha da lekeledi.

Gebze Mutlu Son

Gebze Mutlu Son Kardinal nihayetinde sözleşmedeki imzanın düzmece bulunduğunu kabul etti, fakat kraliçenin mücevheri gizlice alacağına inanmasının kendisi açısından akla yatkın olduğunu savundu. Kardinal masum bir safdil olarak beraat ettiyse de kral onu gene de sürgüne gönderdi. Marie Antoinette herhangi bir şeyle kabahatlanmadı, fakat kardinalin beraat etmesi kraliçenin bir fırıldak çevirdiğini ima ediyordu. Kontes kırbaçlandı, dağlandı ve ömür boyu hapis cezası aldı, ama nihayetinde Londra’ya kaçıp kraliçeye veryansın eden libelle’ler yazmaya koyuldu.

Kontesin ilk libelle’si kendisini elmas kolye skandalında masum gösteren ve Marie Antoinette ile sözde lezbiyen aşk macerasını ve “birlikte geçirdikleri coşkulu anları” anlattığı bir hatırattı. Hatıratın sonraki bir versiyonu detayları da sunuyordu: [Kraliçe] samimi okşayışlar ve tatlı sözlerle beni cesaretlendirme lütfunda bulunmuş oldu… Çok geçmeden yiyip bitiren gözlerinden süzülen hünerli çapkınlık beni tesiri altına aldı; yakıcı ağzı bedenimin her yerine alevden öpücükler kondurdu. Ve kızarmış bir yüzle itiraf etmeliyim ki tam anlamıyla tatmin olmuştum.